4 Aralık 2014 Perşembe

Kırgız Türkleri Tarihinin Kaynakları


KIRGIZ ADI

Orhun-Yenisey Yazıtlarının hepsi ve Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügati’t-Türk, Reşideddin’in Camiü’t-Tevarih eserlerinde Kırgız Türklerinin adı “Kırkız” olarak geçer. Eski Çin kaynaklarında ise Kien-k’uen ve Kie-ku şekillerinde geçmiştir. Kırgız şeklindeki yazılışı ise 16. asırdan itibaren görülür.

Kırgız Tarihinin kaynaklarını Eski Çin kaynakları, Türk-İslam tarihi kaynakları, Rus kaynakları ve yazılı- sözlü Kırgız kaynakları olarak söyleyebiliriz. Kırgız Tarihi kaynakları devirlere göre aşağıda açıklanacaktır.

İSLAM ÖNCESİ DEVİRLERDE KIRGIZ TARİHİ KAYNAKLARI

Çok eski zamanlara ait Kırgızlar dâhil olmak üzere bütün Türk boyları ile ilgili en önemli kayıtlar, Çin kaynaklarıdır. Çin kaynaklarında Kırgız Türkleriyle ilgili siyasi, sosyal, dini, kültürel bilgiler geniş şekilde yer almaktadır[1].

Kırgız Türkleri ile ilgili ilk yazılı bilgiler Eski Çin kaynaklarında (Shih Chi, Han Shu) Büyük Hun hükümdarı Mo-tun devrinde geçmektedir. Kırgız Türkleri, Büyük Hun Devleti’nin kuzey bölümünde güney Sibirya’da Ke-k’un adı ile bulunmaktaydılar[2]. M.Ö. 201 yılındaki bu bilgide Mo-tun’un “ Ke-k’un(Kırgız)ların topraklarını aldı” şeklinde geçer[3]. M.Ö. 101 yılına ait Eski Çin kaynaklarında Hun Türklerinin Kırgız Türklerini tamamen Hun birliğine kattığını belirtmiştir. M.Ö. 49 yılında yine bir Hun seferi ve merkeze bağlılık söz konusu olmuştur[4]. Eski Çin malumatlarına göre Hun Devletinin sona ermesinden sonra Yenisey boylarında Kırgız boylarının oluşturduğu bir devlet yapısından söz edilir[5]. Kırgız Türklerinin kültürü ile ilgili Eski Çin kaynakları arasında en ayrıntılı malumat Wen-hsien T’ung-k’ao 2724a,b,c,2725a belgede bulunmaktadır[6].


Kırgız Türkleri tarihi ile ilgili Türk dilinde bilinen ilk asıl kaynak Orhun-Yenisey Yazıtlarıdır.

Üç büyük yazıt olan Köl Tigin Yazıtı, Bilge Kagan Yazıtı ve Tunyukuk Yazıtı’nda Kırgız Türklerinden bilgiler verilmiştir.

Köl Tigin Yazıtı (Doğu tarafı 4- 5)’nın, Bilge Kagan Yazıtı (Doğu 4-5) Bumın Kagan’ın cenaze merasimi ile ilgili verilen bilgilerde Bumın Kagan’ın cenaze merasiminde gelip yas tutanlar arasında geçmektedir[7]. Köl Tigin Yazıtı (Doğu 17-18) ve Bilge Kagan Yazıtı’nda (Doğu 15) verilen bilgilerde Kapgan Kağan devrinde Çin seferine gidilmeden önce Kırgız Türklerinden destek alabilmek için Tuva’daki Tandı Uula dağlarının uzantısı olan Kögmen’i geçip Kırgız yöresine gelinmiştir[8]. Böylelikle Kırgız beyliğinin Türk Birliği’ne katılması sağlanmıştır. Osmanlıları çok uğraştıran Karamanoğulları beyliği gibi Kırgız beyliği de Göktürkleri çok uğraştıran beylik olmuştur.

Moğolistan’ın kuzeyinde bulunan Suci Yazıtı’nda Boyla Kutlug Yaragan[9] adına dikilen ve onun Kutlug Bağa Tarkan’ın danışmanı ve ününün çok olduğu belirtilmiştir. Yazıtta Uygur kelimesi ile birlikte Kırgız kelimesi geçmektedir. Boyla Kutlug Yaragan’ın Kırgız oğluyum sözü bulunmaktadır. [10] Yine Moğolistan’ın kuzeyinde Şine-usu gölü kıyısında bulunan Şine-Usu Yazıtında (Tengride Bolmuş İl İtmiş Bilge Kağan (Moyun Çor) Bitiği) Kırgız hanının Kögmen tarafında bulunduğu ve Uygurlara karşı başkaldırış ile için bazı bilgiler belirtilmiştir[11].

Kemçik-Kaya başı yazıtı’nda Kırgız hanından bahsedilse de yazıtın tamamı okunamıyor[12].

TÜRK-İSLAM KAYNAKLARINDA KIRGIZLAR

10. asırdan itibaren Türk-İslam kaynaklarında tarih, edebiyat, coğrafya ve seyahatnamelerde Kırgızları anlatırken Müslüman toplumlar arasında anlatır. Yaşam şekli olarak da Eski Türk ananeleri ağır basar.

Kırgızları anlatan Türk-İslam tarihi kaynakları, 10-11. asırlarda İstahri’nin Kitabu’l Mesalik ve’l-Memalik, Hududu’l Alem, Muhammed ibn Necib Behran’ın Cihanname, İbn Esir’in Kitabül-Kamil fi’t-Tarih,Muhammed Nesebi’nin Siretü’s-Sultan Celaleddin Mengüberdi eserleri Kırgızlar ve Kırgızistan hakkında malumat vermiştir[13].

12.yüzyılda yaşamış tanınmış şair Nizami, İskendername adındaki eserinde Kırgız halkının yaşamı ile ilgili bilgi vermiştir[14].

14.-16. asırlarda Farsça kaynaklardan Nizamüddin Şami’nin Zafername, Muiniddin Natanzi’nin İskender’in Anonimi, Abdurrezzak Semarkandi’nin Matlaas-sa-dayn ve, Mücmua’l-Bahreyn, Bircandi’nin Acaibü’l-Buldan, Mecidi’nin Zinatü’l Mecalis eserlerinde Kırgızlar ve Kırgızistan hakkında bilgiler bulunur[15].

16.-19. asırlarda Tarih-i Kaşgar,Mırza Kalender Müşrif’in Şahname( Tarih-i Ömerhani, Muhammed Hakim Han’ın Muntahabe’t-Tevarih, Niyaz Muhammed Hokandi’nin Tarih-i Şahruhi (Tevarih-i Şahruhiya) eserlerinde Kırgızlar ve Kırgızistan ile ilgili kaynak bilgiler vardır[16].

Kitabu’l Mesalik ve’l-Memalik yazarı İbn Hurdadbih ( ö. 886 ) Kırgız Türkleri hakkında ilk bilgi veren İslam coğrafyacısıdır. Yazar, Türk topluluklarını belirtirken Kırgızları da saymaktadır.[17]

İslam coğrafyacısı İstahri (ö. 957), Kitabu’l Mesalik ve’l-Memalik eserinde Türk toplulukları içinde zikrettiği Kırgız Türklerinin coğrafik mekanını tarif etmiştir. Şaş (Taşkent) ve İlak şehrine yakın bulunduğunu yazmış, İtil akarsuyu dolaylarından başka taraflara yayıldıklarını belirtir[18]. İstahri eserinde Kırgız Türklerini asıl Türk topluluğu olarak belirtmiştir[19].

Hududu’l Alem isimli eser bilinmedik bir yazar tarafından yazılmış olup içinde Kırgız Türkleri hakkında malumat vardır. Fars dilinde 982 yılında yazılmış bu eser, Tanrı Dağları, Isık göl civarlarındaki Kırgız Türklerinin yaşam şekli, hayvancılık ve çiftçilikle uğraşları, el sanatlarındaki maharetleri belirtilmiştir[20]. Ayrıca eserde taşınabilir ev olan keçeden boz-ev’lerde yaşadıkları söylenmiştir[21]. Kırgız kağanının Kemcikes adlı şehirde oturduğu belirtilmiştir[22].

10. asır tarihçi, coğrafyacı ve yazarı İbn Havkal Suratü’l Arz adlı eserinde en iyi teyin (sincap) dersinin Kırgız ilinde olduğunu ve en güzel parfümlerin Kırgız miskleri olduğunu belirtir[23].

11. asırda yaşayan coğrafyacı ve seyyah Ebu Dulef, Risaletü’l-Evvel isimli eserinde Türk illerindeki gezilerini anlatırken Kırgız Türklerini yazı kalemine sahip olarak belirtmiştir. Eserinde Türk topluluklarının etnik yapısı, yaşam şekli, örf-adet v.b. bilgiler sunmuştur[24].

1050–1052 yıllarında Fars dilinde yazdığı Zeynu’l Abrar isimli eserinde Gerdizî, Yenisey Kırgızlarını anlatır[25].

11. asırda yaşamış Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati’t –Türk isimli Türk Dünyası’nın ağızlarını anlattığı meşhur eserinde Kırgız Türklerinin sade Türkçe konuştuğunu, Türkçe’den başka dil konuşmadıklarını belirtir[26]. Eserin Kırkız (Kırgız) maddesinde Kırgızların tamamen bir Türk uruğu olduğu yazmıştır[27]. Bu bilinen ilk Türk dil bilgini Kırgız Türklerinin arasında ayrıntılara dikkat ederek gezmiş, şehirlerden en ücra köşelere kadar araştırmalarını yapmıştır[28].

Tarih ve coğrafya eserleri ile tanınan 11.-12. asırlarda yaşamış Arap coğrafyacısı İdrisi’nin Kitabü’l- Nuzhat eserinde Kırgız Türklerinin yaşamından, geçim kaynaklarından anlatır. Kırgız boylarının yerleşim yerlerinde su hacmi fazla ve sayıca çok akarsular olduğunu belirtmiştir[29]. Kırgız kadınlarının çok çalışkan olduğu, erkekleri aratmayacak işleri yaptıkları anlatılır[30].

Yine 12.asırda yaşamış Arap araştırmacı Yakut El Hamevî, Mu’cemu’l-Buldan adlı eserinde Kırgızların yaşamından, örflerinden bahseder. Eserde, Kırgız Türklerinin bayrağının Göktürk Kağanlığının bayrağı gibi gök renkli bayrak olduğu vurgulanır[31].

1120 yılında Tahir Mervezi tarafından kaleme alınan, Tabaiu’l-Hayavan ismindeki eser, Kırgız Türklerinin gelenek-görenek ve dini inançlarını anlatmıştır[32].

13.asırda Cüveyni’nin Tarih-i Cihangûşa eserinde Yenisey’deki Kırgız Türklerinin yaşamı hakkında bilgiler verilmiştir. Yine 13. asırda Reşidüddin’in Camiü’t-Tevarih eserinde Yenisey Kırgız Türklerinin tarihi ile ilgili malumat bulunur[33].

İbn Haldun, Mukaddime adındaki meşhur eserinde iklim bölgelerini ve bu bölgelerdeki toplumları anlatırken Kırgızlara da değinmiştir. Yazar, Kırgızların Türk olduğunu belirttikten sonra yaşadıkları yeri anlatmıştır. Kırgız Türklerinin bulunduğu yer olarak Altayların güney tarafını belirtmiştir[34].

1240 yılında yazılmış olan Moğolların Gizli Tarihi isimli eserde de Kırgızlarla ilgili çok az bilgi vardır. Moğolların “Hanghas (Hakas), Tuba (Tuva) ülkelerini işgal etmesinin ardından Kırgıs (Kırgız) ülkesine geldikleri yazılmıştır. Kırgız önderlerinden Yedi, İnal, Aldier, Orebek-digin adları geçer[35].

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder