4 Aralık 2014 Perşembe

Türk Gelenekleri

Kurgan
Tümülüs olarak da adlandırılan kurgan, üzerine toprak yığılarak yapılan karakteristik mezar yapılarına verilen addır. Doğu Türkçe’sinde “kale” anlamına gelen kurgan sözcüğü bugünkü Türkçe’de de Urallardan Kafkaslara dek uzanan bölgedeki yığma mezar tepelerini tanımlamak için kullanılır. Eski Türklerde mezara kişi, değerli eşyaları (atları, eşyaları, eşlerinin ve kızlarının saç örükleri gibi) ile birlikte gömülürdü. Koruma amaçlı üzerine toprak ya da taş yığılmış olan kurganların önemli bir özelliği de gömü yerinin belli olması amacıyla etrafının genellikle taş parçaları ile çevrilmiş olmasıdır.
Kurganlar genelde devlet yöneticisi olanlar için yapılmışlardır. Kurganlar tahtalarla, bazen de taşlarla çevrili mezar odalarının üstüne bir metre ile yetmiş metre arasında toprak yığılmasıyla oluşturulur. Kurganlarda asıl mezar odası bazen dikdörtgen, bazen kare veya oval olabiliyordu. Cesedin bulunduğu yere bazen doğrudan ulaşılabiliyor bazen de bu oda altta yer alıyordu. Ceset odasının döşemesi ağaç kütükleri ve kalastan yapılıyordu. Cesetlerin başı doğuya çevrilmiş olur ve cesetler eşyaları ile birlikte kurganlara gömülürdü. Kurganın farklı bölgelerinde at cesetlerine de rastlanmıştır. Bugüne değin bulunan en önemli kurgan Kazakistan’daki Esik Kurganı’dır.
Esik (Issık, Issyk) Kurganı, İskitlere ait olduğu düşünülen bir kurgan. Önemli kaynaklarda İskitlere ait olduğu iddiası kabul görür. M.Ö. 5. yüzyıl’dan kalma olduğu sanılır. Kazakistan’da Kazak arkeolog Prof. Kemal Akişef tarafından gün ışığına çıkarılmıştır.



Esik Kurganı’nın yapısı için şunlar söylenebilir: 7 metre derinliğindeki mezar odasının üzeri toprak-taş yığınıyla kapatılmıştı. Bu oda, diğer Hun kurganlarında olduğu gibi inşa edilmiştir. Kalın çam kütüklerinden yapılmış mezar odasının ölçüleri 32 metre ebadındadır. Odanın derinliği ise 1.20 metredir. Ancak, çam kütüklerinin içeriden yontularak düzleştirildiğini görüyoruz. Araştırmacıların açıklamalarına göre mezar odasının ahşap strüktürü dışında hazırlanmış ve sonra kazılan çukura indirilmiştir. Zeminden kurganın tepesine kadar olan yükseklik 9 metreyi, kurganın üzerindeki suni tepenin çapı ise 60 metreyi bulmaktadır.
Yapılan çeşitli araştırmalar, eserlerin bozkır kültürüne mensup Türk veya en azından Türklerle akraba (ya da Türkleşmiş) bir kavim tarafından yapıldığına işaret ediyor. Yazının Göktürk kitabelerinin alfabesine benzerliği ve eserlerin mitolojik, ikonografik özelliklerinin Hun sanatına çok uygun oluşu nedeniyle, özellikle Türkiyeli Türk araştırmacılar bunları Hun eseri olarak nitelendirmişlerdir.
Ad Koyma
 Oğuz Türklerinde bir gencin ad alabilmesi için bir yiğitlik göstermesi gerekiyordu. Bu yiğitliği gösterdikten sonra Dede Korkut’u çağırırlardı. Dede Korkut da dua edip gence yiğitliğiyle alakalı bir isim verirdi; “… Bunun adı boz aygırlı Bamsı Beyrek olsun adını ben verdim yaşını Allah versin.”
Toy etme ( Toplantı yapıp karar verme
Oğuzlar mühim konularda karar vermek için toplantı yaparlardı; ” Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar evlerine getirdiler. Ağır misafirlik eylediler.
Düğün
Halen devam eden bir geleneğimiz olan düğünlerde ziyafet verilir şenlik yapılırdı.
Kız İsteme
Kız babasından veya abisinden istenirdi. Kız istemeğe büyük ve saygın kişiler giderdi. Dede Korkut Deli Karçar’dan kız kardeşini Bamsı Beyrek’e şöyle istemiştir; “Tanrını buyruğu ile peygamberin kavli ile aydan arı güneşten güzel kız kardeşin Banu Çiçek’i Bamsı Beyrek’e istmeğe gelmişim.”
Başlık Alma
Kız vermeye karşılık kızın ailesi başlık isterlerdi. Kitapta kız kardeşini vermek istemediği için aşırı miktarda başlık isteyen Deli Karçar anlatılmıştır.
” Deli Karçar der : Dede kız kardeşim yoluna ben ne istersem verir misin? Dede der : Verelim dedi görelim ne istersin? Deli Karçar der : Bin erkek deve getirin dişi deve görmemiş olsun bin de aygır getirin ki hiç kısrakla çiftleşmemiş olsun bin de koyun görmemiş koç getirin bin de pire getirin bana dedi. Eğer bu dediğim şeyleri getirirseniz pek ala veririm”
Sövüş Etme
Misafir İçin Hayvan Kesme. Oğuzlar bir misafir geldiği zaman onun için bir hayvan kesip ikram ederlerdi.
Düş Yorma 
Rüyalarında gördükleri garip durumları Dede Korkut’a yorumlatıp mana çıkarırlardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder